muhteshambr  
 


yuva


doktora


e-posta

4- ARAŞTIRMANIN AMACI
Mimari düşünmenin nasıl gerçekleştiğini araştırmak, yüzyıl başında, yapısalcılığın ortaya koyduğu kuramların mimarlık alanına taşınmasıdır.  

Yapısalcık, ikili karşıtlıkların inşasını temel, evrensel anlamlandırma süreci olarak belirler. Mimarlık, eğer bir düşünüş biçimi ise (ki öyle olduğunu yalnızca sezgilerimize dayanarak bile bulmak olasıdır), kendi yapısı içinde bu türden karşıtlıklar barındırmalıdır.  Bunların ortaya konması mimari düşünüş biçimimizi en azından farklı bir açıdan görmeye yardımcı olabilir. Hiç şüphesiz ki, bu tezin amacı mimari düşünüşün açıklanmasında bütüncül bir araç ortaya koymak değildir. Ancak, arasında yapısal açıdan benzerlikler bulunduğunu sezinlediğim düşünce aracı olan  dil ile, bir düşünce biçimi olan ya da düşüncelerin dışlaşmasına yarayan mimari tasarlama ve ürün yaratma ediminin, dilsel yapıları açıklamakta başarı sağlayan yapısalcı model aracılığıyla irdelenmesinin ortaya koyacağı sonuçlara duyulan merak, bu araştırmayı yapmamı gerekli kılmıştır. Bu sonuçlar üzerinden, mimari düşünceye yapısalcı bakışa getirilebilecek eleştirileri irdelemek tezin adeta "kendini davet eden" diğer bir amacıdır.  

Yapısalcılığın dilbilim çalışmaları sonucunda ortaya çıktığını belirtmiştik. Yapısalcılığın genel bir anlamlandırma modeli olarak çeverimzde yer alan tüm göstergelere uyarlanması göstergebilimin gelişmesini sağlamıştır. Yapısalcılığın kurucusu olan Ferdinand de Saussure'ün tanımıyla dilbilim, daha genel bir bilim dalı olan göstergebilimin bir  parçasıydı. Roland Barthes, art yapısalcı kuramı ortaya attığında bu iddiayı tersine çevirmiştir. Ona göre "dilbilim, imlerin genel bilminin -imtiyazlı olsa da- parçası değil, semiyoloji dilbilimin parçasıdır". 

Bu süre içerisinde anlamlandırmanın çeşitli düzeylerinden bahsedilmeye başlanmıştır. Mitsel anlatı, eğretileme, düzdeğişmece, etrafımızı anlamlandırmada kullanılan araçlardı. İşte bu noktada incelenmesi gereken bir diğer konu olarak bu anlatım (anlamlandırma) araçlarının, mimarideki izdüşümlerini aramak bu araştırmanın kapsamı içine dahil olmakta, tezin amaçlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yapısalcı serüven içerisinde Barthes, 1967'de "yazarın ölümünü" ilan ederek bir sansasyona neden olmuştur. Bununla, yazarın niyeti ne olursa olsun, okuyucuların kendi anlamlarını yarattıklarını söylemek istemiştir. Dolayısıyla metinler, her zaman kayan, kararsız ve sorgulanmaya açık şeyler olarak karşımıza çıkmaktadır. Ona göre bu durum, böyle bir yorumun dışında kalamayan bilimsel ve yapısalcı yazarlar içinde geçerlidir. 

Anlam bilmecesinden kurtulmayı vaad eden yapısalcılık, semiyoloji ve başka üst dil (dili açıklamak amacını taşıyan dil) biçimleri dile geri dönmekten kurtulamamışlardır. art yapısalcılığın bir ürünü olan yapıçözümü sıksık herşeyi göreceli hale getirmekle suçlandıysa  da, yapısalcılığa karşı yönelen ciddi bir eleştiri tarzı ortaya koymaktadır. Jacques Derrida, Batı'nın akılcı düşünce geleneğinin bütününe karşı tek başına "yapıçözümcü" bi savaş vermektedir. Derrida özellikle, batı felsefesinin merkesindeki akıl varsayımını hedef almıştır. Ona göre akıldan geçen herşeyin evrensel, zamandışı ve durağan olduğunu varsaymak yanlıştı. Derrida yapısalcı üstdilin başarısızlığından, onun yıkıcı erdemlerini koruyarak, olumlu bir sonuç elde etmeye çalışmıştır.

Bu araştırmanın amaçları üç değişik düzeyde ortaya çıkmaktadır. Bu düzeylerde yapılması hedeflenenleri aşağıdaki gibi ifade etmek olasıdır:

1- Mimari düşünüş biçimindeki ikili karşıtlıkları ve kategorilere ayırılmış yapıları ortaya koy. Bu, mekan yaratmanın temelinde yatan boşluğu (sınırsızlığı) sınırlandırma karşıtlığından, ortogonal (dik açılı) mekan düzenleme alışkanlığının (tek boyutlu uzaydan mutlak kurtulma, iki boyutlu uzaya geçiş) altında yatan karşıtlıklara kadar uzanabilecek yapısalcı bir çözümlemeyi getirebilir. 

2- Anlamlandırma araçlarını, mimariye uygula. Örnekler üzerinden tartış (anlamlandırma araçlarından, temel terim ve kavramlar bölümünde söz edilmiştir.)

3- Mimarinin yapısalcı çözümlememeler yöntemiyle açıklamanın, tezde ortaya konan kapsam çerçevesinde yapıçözücü eleştirisini yap. Eleştiride tezde ortaya konan düşünce sisteminin dışına taşan bir eleştiriden kaçın.